3 Mart 2013 Pazar

Etkileşimsiz

GİRİŞ

Sana yazabilmek için her yolu deniyorum.

Sırt üstü yattım, tavana baktım. Deniz kenarına gittim soğuk aldım. Yan döndüm, ters döndüm, düşündüm, okudum, unuttum, yeniden buldum, kızdım, kızdım, kadın oldum, üzüldüm.

Bugün, birinci gün. Gün bir. Bir gün, bu gün.

Sen söz oyunlarını sevmezsin. Sen söz oyunlarını seversin. Sen söz oyunları(m)ı sevmezsin.

Ben oyunları severim, oyun-bozanları bilmem. Seni bir oyuna davet edecek değilim. Ama seni öldürecek de değilim. Fakat bir ihtimal diriltebilirim. Ağırlığınla, tahta evin döşemelerini gıcırdata gıcırdata bana gelebilirsin. Üzerime eğilip nefesini üfleyebilirsin. Benim gözlerim yaşarır ya da yaşarmaz. Bu etkileşimsiz bir oyun.

Göz ucumun kenarından sarkıyorsun. Kirpiklerimin ucuyla bakıyorum sana. Her an düşe-yazabilirsin. Düşlerden düş beğen kendine koca adam. Kork benden. Geceleri...

"Yazmak Eylemi" demiş yazarlardan bir yazar. Alıyorum bu eylemi, beğeniyorum, özeniyorum, yelteniyorum, hadi canım oradan, bal gibi taklit ediyorum. Başlıyorum. Benim seçtiğim konu hem var hem yok. Hem ölü hem canlı. Çok var hiç yok. Bitti ve yeni başlıyor. Başlıyor...








Hiç yorum yok: