Kadın adamı alır, çantasına
koyar. Parasını verir, kasa susar. Buyrun efendihanım derler, kapılar açılır,
kadın çıkar, kapılar kapanır. Adam çantada kıvrılır yatar. Kadın gülümser,
mutlu. Eve gelince ampul yanar, kedi kalkar, adam anlatır kadın dinler, kadın
susar adam coşar. Sözcükler cümleleri, cümleler hikayeleri, hikayeler yazarları
kovalar. Zaman korkmuş bir kirpi gibi tepeden yuvarlanır. Sonra birden “Bitti.”
der adam. Bitti. Kadın aniden kendine gelir, hışımla kalkar, bağırır:
-“Terbiyesiz! Bir efendihanıma
söylenecek sözler miydi bunlar? Baştan çıktım bak şimdi. Kim düzeltecek düzeni?”
-“Ben değil herhalde.” der
adam.
-“Ben de yapmam, baştan
söyleyeyim.” der kadın. Susup kediye bakarlar. Kuyruk de onlara bakar. Kısa bir
yazı karşılığı iki kutu yaş mama alımına başlamak için kadın kalkar, mutfağa
gider. Kuyruk klavyenin başına oturur.
“Adın ne? Ana adı, baba
tadı? Nüfusa kayıntı olduğun yer? Kimleri sevdin, kimleri çözdün? Bu kitabı
neden yazdın?”
Adam “Hey bismallah.” der. “Tabi
azıcık Allah.” diye mırıldanır Kuyruk.
-“Okudun da mı soruyorsun bu
soruları?”
-“Kokladım. Tamam tamam,
devirme gözlerini, içerideki işe gittiğinde ondan kalan kırıntılara bakarım
şöyle biraz. Bazen güzel olur ama bazen de “Aman Allahım, ne düşünüp almış bu
kitabı?” derim. Gerçi kendi de okumaz onları. “Bir gün mutlaka..” diye diye
aylarca başucunda tutar. Ama bak benden duymuş olma, seninkini bir lokmada
yuttu ve pek etkilendi. Ondan beni klavyenin başına oturttu böyle. Kuyruk
muyruk, bir takım isimler, alengirli hareketler falan hep bundan, özendi sana
ne yaparsın. "Aman pek güzel yazmışsın." deyip bir fincan çay, iki dilim kek
verilecek kitap değil seninki. Hırçınlığı da ondan. Kıskandı”
-“Kek fena olmazdı.”
-“Kitabının adamı değilsin
ama adam gibi kitap yazmışsın.”
-“Yazarlar da kek yer.”
-“Ama ben bunu bilmek
istemem. Onları hep yazarken hayal ede..”
“Düzelttiniz mi düzeni?”
diye sorarak içeri girer kadın. “Seninki kek istiyor.” der Kuyruk. Kadın rahat
bir nefes alır. Adam kekini yerken kadın, bu kadar genç bir yazarın ilk
kitabındaki derinliğe ve bu derinliklerde keşfettiklerini anlatmak için
uydurduğu dile ne kadar hayran kaldığını tekrar düşünür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder