Yaşlı bir kadın olmayı özlüyorum. Takma dişlerim bardağın içinde yatıyor. Dudaklarım açmamış bir gül, yüzümün ortasında. Zaman mahmur. Avlunun serinliğine yürüyorum. Çilli begonya, güzel kızım. Küpelerini takmış hazırlanmış. Bir karanfil kopartıp kulağımın arkasına yerleştiriyorum. Ölmüş kocam geliyor aklıma. Bütün ölmüşler için mırıldanıyorum. Kimse uyanmadan bir kahve. İzmariti aynı yere saklarım her sabah. Mutlu muyum mutsuz mu düşünmedim hiç. Kızgınlığımı bilirim, sevindiğimi bilirim, kırgınlıklarımı tanırım ama mutlu muyum bilmem.
Şimdi bu öğlen sıcağında, hiç yaşamadığım ve çoktan yitip gitmiş bu hayatın içine süzülüyor, derin nefesler alıyorum.
Bana kim olduğumu soruyorsun. Sana kim olduğumu anlatıyorum işte. Yaşlı bir kadınım ben. Bedenim her gün biraz daha kırışıyor, çürüyor. Genç adam. Kendisini yaşlı bir kadın gibi anlayabilecek bir kıza sevdalanma hevesinde. Kursağı kilitli. Gardiyanlar! Bütün kapıları kapatın. Kimlik kontrolü yapmadan giriş yasak. Ya çıkış?