13 Aralık 2016 Salı

KOŞ

kütlesi çok büyük bir gezegen benimki. her bir elim fil ağırlığında. tutamazsın. sen hafifsin sevgilim. sen kuşlar gibi gezgin. benim her bir bacağım bir ton. nasıl geleyim. sen git hadi, çağırma beni.  kızıyorsun üzüntüme. nasıl anlatayım yalnızlığımı. bakmıyorsun yüzüme, baksan kaçardın. sen uç. kanatların var. isteğin var. neşen var. o kadar güzelsin ki kendimden nefret ediyorum bazen. senin gibi olayım istiyorum, senin gibi uçucu, berrak, eflatun. olamıyorum. yapamıyorum sevgilim, senin için bile yapamıyorum. insan sevdiğinde koşamıyorsa hiçbir zaman koşamaz. sen koş. 


29 Temmuz 2016 Cuma

Etkileşimsiz (21)

UMUT

Sana söylemek istediğim hiçbir şey, sana söylemek istediğim gibi çıkamayacak ağzımdan. Aramızdaki  boşlukta kendi ağırlıklarına dayanamayıp düşecekler bir bir. Üzerine basmadan yürümeye çalışacaksın önce. Dikkatli. İtinalı. Ben devam edeceğim inatla. Gözlerimi gözlerine kenetleyip deneyeceğim. Ellerini ellerime alıp. Hiçbir şey sözlerin ağırlığına dayanamayacak. Tutamayacağım seni. Tutunamayacağım. Uzayın bu karanlık noktasında, bir ihtimal birbirini bulduğunu sanan iki bakış,  birbirini sadece tek noktada kesecek. Ve gidecek. Geride sadece sözcükler kalacak. Kopuk. Unutkan. Eskimiş. Bıkkın. Belki bir gün geriye dönüp tekrar bakarız onlara. Benimkileri senin sanarız, seninkileri benim. Belki o zaman bağlanırlar. Belki hatırlarız o zaman. Belki yenileniriz belli mi olur. Belki bir heyecan olur. Belki aşk. 

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Etkileşimsiz (20)

SİLGİ

Kollarım yana sarkmış. Parmaklarım. Parmaklarım. Dünya nerede? Zaman içimi deliyor. Baba. Tek dokunabildiğim uçuğum. Bir yabancı gibi dudağımın kenarına konan. Gittikçe büyüyen, kendimi bana hatırlatan. Bedenimin sınırlarını belirleyen o ince sızı. Dokunduğum her yer. Hayır. Bana dokunan her ten. Hayır. Dokunmayan her şey. Siliniyor. 

24 Haziran 2016 Cuma

not

bu boşluğun bir suçlusu yok. içimdeki uzay gittikçe büyüyor büyüyor büyüyor. her yer hücrelerimle dolu. kendimi göremiyorum. sesimi duvara çarpıyorum geri gelmiyor. kendimin içinde kalakaldım şaşkın. dedim ki... ne çok şey dedim. ne çok şey ettim. yüzlerce dakika gün sayı insan an. gelip geçiyor. ben gelip geçiyorum. hayır geçemiyorum. kendimi denize bırakmak istiyorum bir şişe gibi. içinde not olan bir şişe. bir gün biri o notu bulup bana okusun diye. günler geceler boyu açık denizlerde, güneşte ve fırtınada, iyi ve kötü günde, rüzgarda, suların içinde bata çıka. yorgunum. 

28 Şubat 2016 Pazar

ol

bana babamı sor. bana rüyamı dinle. bana gel, bir daha gitme. ya da git. gideceksen önce git, gelmeden önce. bütün gitmelerini git öyle gel. bana ne kadar güzelsin de. bak. bir daha bak. sus. ama öyle bir sus ki... olmaz mı?