9 Mayıs 2013 Perşembe

Etkileşimsiz (12)

ANLAM

Sebep akşamın karanlığı mı, sessizlik mi, yoksa içimden söküp atamadığım bu boğucu, gri, yapışkan duygu mu bilmiyorum. Dehlizlerde yürüyorum. Loş, ıslak, pis dehlizlerde. Dar ve kaygan merdivenler, beni boşluğa fırlatıyor. En derinde hafif bir ışık. Kapılar. Hepsini tek tek açıyorum. Gördüğümü gördüğüm anda unutuyor, her anı tekrar yaşıyorum. Şimdi burada, başımın üstünde tonlarca ağırlıkta kayalar, kayalara oyulmuş odalar, odaları gizleyen duvarlar arasında, beni bunaltan hissin kaybolduğunu fark ediyorum. Şimdi burada tek şey var: Merak. Bu duygu, aşk kadar güzel. Dünyadan da eski bir kapıyı itiyorum. Kapının arkasında bir masa, masada sırrı dökülmüş bir ayna, önünde büyük kutular içinde envai çeşit kolyeler, küpeler, yüzükler... Aynadaki belli belirsiz görüntüme bakıyorum. Boynumu süsleyen kolyenin sahibini düşünüyorum. Bir zamanlar benim durduğum yerde durmuş, benim baktığım aynaya bakmış ve her şeyi geride bırakıp gitmiş bu kadının gördüklerini merak ediyorum. Hüzün, tüm şefkatiyle içimi dolduruyor ve huzur veriyor. Kuru dizlerinde uyanıyorum. Kıpırtısız duruyorsun. Yattığım yerden dışarıdaki ağaca bakıyorum. Kara kuş gitmiş. Bütün sorularımın bu kadını ünlediğini üzüntüyle anlıyorum.






Hiç yorum yok: